BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İLE İLÇE BELEDİYELERİ ARASINDA GELİR PAYI DAĞITILMASINDA YAŞANAN SORUNLAR
ÖZET
Kamu kurumları arasındaki görev, kaynak ve yetki paylaşımı daima bir tartışma konusu olmuştur. Yerel özerkliğin ne olacağı, büyükşehir ile ilçe belediyeleri arasında yetki ve kaynakların ne oranda paylaşılması gerektiği kamu yönetiminin bitmeyen tartışma konuları arasında yer almaktadır. Çalışmada bu tartışmanın önemli bir boyutu olan gelir paylaşımı üzerinde durulacaktır.
Bu çalışmada, Müşterek bahislerden alınan Eğlence vergisinin, müzelerin giriş ücretlerinden alınan payın, Parkometre olarak bilinen uygulamadan elde edilen gelirin büyükşehir belediyesince ilçe belediyelerine dağıtılması ve İlçe belediyelerince tahsil edilen otopark gelirlerinin büyükşehir belediyesine aktarılması gibi konulara yer verilecektir.
Gelirlerin paylaştırılması konusunda ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümüne yönelik hukuki görüşlere, yargı kararlarına yer verilerek bu konudaki literatür de incelenecektir. Yapılacak bu çalışma sayesinde hem yerel yönetimlerin gelir bölüşümü konusuna akademik bir katkı sağlanacak hem de bu konuda uygulamada yaşanan sorunlar hakkında bir değerlendirme yapılmış olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Pay dağılımı, Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyesi, 6360 sayılı yasa
GİRİŞ
Türkiye’de kentlerin nüfus ve mekânsal olarak büyümesi, toplumun belediyelerden hizmet beklentilerinin artması, belediye yasalarında yeni düzenlemeler yapma ihtiyacını doğurmuştur. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerin yönetiminde karşılaşılan zorluklar ve büyük yerleşim yerlerine özgü yönetim oluşturma tartışmaları sonunda, 1982 Anayasasında “büyük yerleşim birimleri için özel yönetim biçimleri getirebilir” şeklinde bir hükme yer vermiştir. Böylece Türkiye’de büyükşehir belediye sistemi 1984 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır.
Son olarak 2012 yılı aralık ayında çıkarılan 6360 sayılı Kanun, yerel yönetim mevzuatında, ilçe belediye yönetimlerini de etkileyen önemli değişiklikler yapmıştır. Bu yasa ile büyükşehir olan illerde belediye sınırı il mülki sınırları ile örtüştürülmüş, böylece kentsel alanlar yanında kırsal yerleşmelere de hizmet vermeye başlayan büyükşehir belediyeleri ortaya çıkmıştır. Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri arasında görev ve yetki bölüşümü yeniden düzenlenmiştir. Büyükşehir belediyelerinin üstlendikleri görevleri yerine getirebilmesi için, devlet bütçesinden ayrılan payın dışında bazı belediye gelirleri büyükşehir belediyelerine devredilmiş, bazıları ise ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediyeleri arasında paylaştırılmıştır.
2014 yerel seçimlerinden sonra uygulanmaya başlayan yeni büyükşehir modelinin, pratikte idarî, siyasî, sosyal ve kentsel etkileri görülmeye başlamıştır. Büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeler arasında yapılan bu gelir paylaşımı, uygulamada bazı uyuşmazlıklara yol açabilmektedir. Bu çalışmada uyuşmazlık konusu olan gelir paylaşımı konusunu ele alacağız.
1. BELEDİYELER – MERKEZİ YÖNETİM MALİ İLİŞKİSİ
Türkiye’de yerel yönetimlerin, kendi öz gelirleri (vergiler, harçlar, ücretler vb.) ile merkezi yönetimden aktarılan kaynaklar olmak üzere iki tür gelir kaynağı bulunmaktadır. Yerel yönetimlerin, merkezi yönetimin aktaracağı kaynaklara ihtiyaçları oldukça fazladır (Kara ve Baykal, 2012: 161). Ülkemizde genel bütçe vergi gelirlerinden alınan paylar, yerel yönetimlerin gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır (Çetinkaya, 2012: 122). Merkezden aktarılan paylar, belediyelerin nüfusu ve gelişmişlik düzeyi azaldıkça bütçenin daha da büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Yerel yönetimler büyük ölçüde merkezden transfer edilen kaynaklara bağımlıdır. 6360 sayılı kanun, yerel yönetimlerin öz gelir yaratma kapasitesini artırmaya yönelik bir içerik sunmamıştır. Bu nedenle, merkezi hükümet bütçesinden transfer edilen payların yükseltilmesi olumlu olsa da, merkeze olan bağımlılığı artıran ve aslında mali özerkliği zedeleyici bir nitelik arz etmektedir (Koyuncu, 2012: 2; Gül, 2013).
Mali açıdan özerkliğin sağlanmasında yerel yönetimlerin kendilerine verilen görevleriyle orantılı gelir kaynaklarına (özellikle öz gelirlere) sahip olması gerekmektedir. Nitekim bu husus Anayasa’nın 127 inci maddesinin son fıkrasında ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı madde 9/2’de vurgulanmaktadır. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na göre ( md.9-fıkra.1-2) yerel yönetimlere yeterli mali kaynak sağlanacağı ve bu kaynakların anayasa ve kanunlarla belirlenen sorumluluklarla doğru orantılı olacağı belirtilmektedir. Belgede mali özerklik açısından yer alan en önemli kısım “Yerel makamların mali kaynaklarının en azından bir bölümü oranlarını kendilerinin, kanunun koyduğu sınırlar dâhilinde belirleyebilecekleri yerel vergi ve harçlardan sağlanacaktır.” İfadesidir. (md.9- fıkra.3) Bu ifade yerel yönetimlerin gelirlerinin bir bölümünü bazı sınırlamalar dâhilinde kendi belirledikleri oranlar ile elde edebileceklerini ortaya koymaktadır.
Büyükşehir belediyelerinin idari ve mali yapısına ilişkin önemli değişiklikler getiren 2012 tarih ve 6360 sayılı yasada büyükşehir belediyelerinin idari ve mali açıdan özerk olduğu belirtilmesine rağmen, kendilerine verilen yeni görev ve sorumluluk alanlarıyla orantılı yeterli gelir kaynaklarının tahsis edildiğini söylemek güçtür.
Belediyelere verilen görev ve sorumlulukların artması bu görevlerin hangi kaynaklarla ifa edileceği sorununu da beraberinde getirmiştir. Yerel yönetimlere görevleri ile orantılı gelir kaynaklarının sağlanacağı Anayasamızın 127 inci maddesinin son cümlesinde belirtilmiştir. Ancak ne yazık ki ülkemizde bu ilke fazla işlememiş ve bu güne kadar yapılan düzenlemeler öz gelirleri artırıcı değil, idareler arası transferlere dayalı bir finansman yapısı ortaya çıkarmıştır (İzci ve Turan, 2013: 134-135; Ulusoy ve Akdemir, 2013: 89) Bununla beraber 1980 sonrası düzenlemelerle yerel idarelere ve özellikle belediyelere sağlanan kaynaklarda ciddi bir artış olduğunu da kabul etmek gerekir. (Gözübüyük ve Tan, 2010: 270-271)
Merkezi idare ile yerel yönetimler arasındaki harcama yapma ve gelir toplama yetkilerinin paylaşımı ülkeden ülkeye ekonomik, kültürel ve tarihi pek çok nedenle farklılıklar göstermektedir. Yerel yönetimlere harcama yetkisi aktarılırken gelir toplama yetkisi aynı oranda aktarılmamaktadır. (Çalışkan ve Sağbaş, 2005: 327-328)
Fakat mali özerklik açısından genel bütçe vergi gelirlerine bağımlı olmayan bir yerel yönetim sistemi oluşturulursa ülkemizde yerelleşme olgusu adına önemli bir adım atılmış olacaktır. Bu da günümüzde yaygın olarak benimsenen belediyelerin imkânlar ölçüsünde mali ve dolayısıyla idari özerkliğinin sağlanması görüşüne uygun bir düzenleme olacaktır (Demircan, 2008: 108).
2.BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNCE İLÇE BELEDİYELERİNE VERİLMESİ GEREKEN PAYLAR
2000’li yıllardan bu yana yerel yönetimler alanında önemli reform çalışmaları gerçekleştirilmiş, İl Özel İdaresi Kanunu, Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediye Kanunu güncellenmiş, belediyelere yeni görevler yüklenmiştir. Ancak, belediyelerin gelir kaynaklarını düzenleyen temel kanun olan Belediye Gelirleri Kanunu 1981 tarihli olup, o tarihten bu yana 30 yıldan fazla süre geçmiş olmasına rağmen, Belediye Gelirleri Kanunu’nda önemli bir değişiklik yapılmamıştır. Bu ise, belediyelerin gelir kaynaklarının özellikle de öz gelir kaynaklarının verimsiz ve yetersiz bir hale gelmesine neden olmuştur. Büyükşehir belediyeleri ise öz gelir kaynakları, özellikle öz vergi gelirleri açısından diğer belediyelere göre daha kötü durumdadır. Büyükşehir belediyeleri günümüzde İlan ve Reklam Vergisi, Eğlence Vergisi ve Yangın Sigorta Vergisi olmak üzere üç vergi gelirine sahiptir.
2.1. Müşterek Bahislerden Elde Edilen Eğlence Vergisinden İlçe Belediyelerine Pay Verilmesi
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 17'nci maddesinde, Kanunun 21'nci maddesinde belirtilen ve belediye sınırları ile mücavir alanlar içinde yer alan eğlence işletmelerinin faaliyetlerinin eğlence vergisine tabi olacağını düzenlemektedir. Belediye Gelirleri Kanunu'nda, hangi gelirlerin ilçe belediyelerince hangilerinin de büyükşehir belediyelerince tahsil edileceğinin bir ayrımının yapılmadığı, büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri arasındaki gelir paylaşımına ilişkin bir düzenlemede bulunulmadığı görülmektedir. Bu Kanuna dayanılarak çıkarılan iki yönetmelikte de söz konusu hususa ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmaktadır. Keza Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliğlerinde de yetki konusunda bir düzenleme getirilmemiştir. Ancak 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 23'ncü maddesinde; büyükşehir belediyesi gelirleri tek tek sayılmış olup büyükşehir belediyesince eğlence vergisinin; mezkur maddenin (c) bendin gereği at yarışları dahil müşterek bahislerden ve (d) bendi gereği, büyükşehir belediyesine bırakılan sosyal ve kültürel tesisler, spor, eğlence ve dinlenme yerleri ile yeşil sahalar içinde eğlence tertiplenmesi halinde bu faaliyetlerden tahsil edileceği ifade edilmektedir. Maddede büyükşehir belediyesi gelirleri tahdidi bir şekilde sayıldığından, söz konusu iki durum dışında eğlence vergisinin tahsilinde büyükşehir belediyesinin yetkisi olmadığı anlaşılmaktadır.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanunun 23.maddesinin c bendine göre ; ” 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan oran ve esaslara göre büyükşehir belediyesince tahsil olunacak at yarışları dahil müşterek bahislerden elde edilen Eğlence Vergisinin %20'si müşterek bahislere konu olan yarışların yapıldığı yerin belediyesine, %30'u nüfuslarına göre dağıtılmak üzere diğer ilçe belediyelerine ayrıldıktan sonra kalan %50'si” büyükşehir belediyesine ait olacaktır. 10/7/2004 tarihli bu düzenleme ile “müşterek bahislerden elde edilen” Eğlence Vergisi dağıtılacak gelir arasında sayılırken 01/04/2007 tarihinden itibaren Spor Toto Teşkilatı tarafından düzenlenen Spor Toto ve İddia oyunları tarihinden itibaren eğlence vergisinden istisna edilerek sessiz sedasız bu gelirin bir kısmından mahrum edilmiştir.Bu durumda sadece Hipodromunda yapılan at yarışlarından elde edilecek eğlence vergisini büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri arasında paylaştırılacaktır.
2.2. Park Yerlerinin İşletilmesinden Doğan Gelirlerden İlçe Belediyelerine Pay Verilmesi
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 79’uncu maddesinde; “Karayolu üzeri park yerindeki araçlar için park ücreti, yetki ve sorumluluk alanına göre park yerini tespite yetkili idarece veya bu idare tarafından işletme izni verilen gerçek veya tüzel kişilerce alınabilir. (…) Erişme kontrollü karayolları (otoyol-ekspres yol) hariç olmak üzere büyükşehirlerde yetkili idareler, büyükşehir belediyeleridir.” denilmektedir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin (f) bendi uyarınca karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek Büyükşehir Belediyelerinin yetkileri arasındadır. Aynı Kanunun “Büyükşehir Belediyesinin gelirleri” başlıklı 23 üncü maddesinin (f) bendinde de; 7 nci maddenin (f) bendine göre tespit edilen park yerlerinin işletilmesinden elde edilen gelirin %50'sinin ilçe ve ilk kademe belediyelerine nüfuslarına göre dağıtılacağı, geriye kalan %50'sinin ise büyükşehir belediyelerinin gelirleri olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Başka bir deyişle, Büyükşehir belediyeleri işlettiği, işlettirdiği veya kiraya verdiği bu otopark yerlerinden elde ettiği gelirlerin %50’sini nüfuslarına göre ilçe belediyelerine dağıtacaktır.
Sayıştay tarafından düzenlenen Düzenlilik Denetim Raporlarında şu tespitlere yer verilmiştir;
“5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Şirket Kurulması” başlıklı 26’ncı maddesinde; “… Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir. ...” denilmektedir. Yukarıdaki maddede geçen ‘otopark’ deyimini yorumlarken 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun ‘Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları’ başlıklı 7 nci maddesinin (f ) bendi ile (l) bendinin iyi ayrıştırılması gerekmektedir. Bahsi geçen (f )bendinde aynen; “Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” denilmektedir. Aynı maddenin (l) bendinde ise aynen; “Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya ruhsat vermek.” denilmiştir. Bu iki bende baktığımız zaman (f) bendinde yol kenarlarında işletilen parkomat yerlerinin, (l) bendinde ise kapalı veya açık otopark denilen yerlerin olduğu anlaşılmakta ve ayrımı ortaya konulmaktadır. Yani parkomat ile otoparkın aynı şey olmadığını aynı maddede iki ayrı bentte ayrı ayrı ifade edilmesinden anlayabiliriz. Nitekim; 22 Şubat 2018 tarih ve 30340 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Otopark Yönetmeliği’nin ‘Tanımlar’ başlıklı 3’üncü maddesinin (l) bendinde yol üstü araç park yeri; “Cadde ve sokak üzerinde, yaya kaldırımından ayrılmış cepte, yolun sağ tarafında veya refüjde yol standartlarına uygun şekilde yatay ve düşey işaretlemeler ile ayrılmış, kullanım süresi görülebilecek şekilde belirtilen, kullanım şartlarına ilişkin diğer hususlar idaresince belirlenen, motorlu veya motorsuz araçların park edebileceği alanı” şeklinde tanımlanarak diğer otopark türlerinden farklı olduğu ve yol üstü araç park yeri şeklinde ifade edilen park yerleri ile otoparklar arasında Anılan Yönetmelikçe de bu şekilde bir ayrıma gidilerek konunun açıklığa kavuşturulduğu görülmektedir. Büyükşehir Belediyesi, 5216 sayılı Kanunun 26’ncı maddesine dayanılarak 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenen süre ve bedelle parkomat yerlerini kendi şirketine devretmiştir. Ancak yukarıda yaptığımız ayrıma dikkat edersek, büyükşehir belediyeleri 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun (l) bendinde belirtilen otoparkların işletmesini aynı kanunun 26 ncı maddesine göre devredebilir. Aynı Kanunun (f) bendinde belirtilen parkomat yerlerinin kiralanması veya işletmesinin devredilmesi ise 5216 sayılı Kanunun 26 ncı maddesine göre değil, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun olarak ihale edilmesi gerekmektedir. (Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 2017:42)“
“İlçe belediyeleri adına tahsil edilen parkometre gelirlerin muhasebeleştirilmesi 27.05.2016 tarih ve 29724 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. Anılan yönetmeliğin “362 Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabı” başlıklı 274’üncü maddesinde aynen; “Bu hesap, bütçe ile ilişkilendirilmeksizin mevzuatları gereği, diğer kamu idareleri adına yapılan tahsilatın izlenmesi için kullanılır.” Denilmektedir. Söz konusu yasal düzenlemelere göre, Kurumun ilçe belediyeleri adına tahsil ettiği gelirleri 362 Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabında takip etmesi gerekmektedir. Manisa Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri adına tahsil edilen park yerlerinin işletilmesinden elde edilen toplam 28.233,71 TL gelirin tamamını 362 Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabı yerine, 800 Bütçe Gelirleri Hesabında; ilçe belediyelerine paylar gönderilirken, 830 Bütçe Giderleri Hesabında muhasebeleştirmiştir. Bu muhasebe kaydı, 362 Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabı, 800 Bütçe Gelirleri Hesabı ve 830 Bütçe Giderleri Hesabının mali tablolarda gerçek değerlerini yansıtmamasına yol açmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, Kurumun ilçe belediyeleri adına tahsil ettiği gelirleri 362 Fonlar veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabında takip etmesi uygun olacaktır. (Manisa Büyükşehir Belediyesi 2017:17)”
Denetimler sonucunda bazı belediyelerde, Büyükşehir Belediyeleri tarafından ilçe belediyelerine otopark yerlerinin işletilmesinden dolayı aktarılması gereken payların aktarılmadığı bu nedenle ilçe belediyelerinin gelirlerinin gerçeği yansıtmadığı tespit edilmiştir. (Dedeoğlu, 2017: 93)
Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları aynı partiye mensup olmalarına rağmen gelir paylaşımına sıcak bakmadığı görülmektedir.
2.3. İmar Mevzuatı Uyarınca İlçe Belediyesince Alınan Otopark Bedellerinin Büyükşehir Belediyesine Aktarılması
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7 nci maddesinin birinci fıkrasında büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları hüküm altına alınmıştır. Söz konusu fıkranın (l) bendinde “Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya ruhsat vermek.” büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında hüküm altına alınmıştır. Mezkûr maddenin ikinci fıkrasında ise “… Büyükşehir belediyeleri birinci fıkranın (l), (s), (t) bentlerindeki görevleri ile temizlik hizmetleri ve adres ve numaralandırmaya ilişkin görevlerini belediye meclisi kararı ile ilçe belediyelerine devredebilir, birlikte yapabilirler.” hükmü yer almaktadır. İki hüküm birlikte değerlendirildiğinde ilçe belediyeleri tarafından kapalı ve açık otopark işletilebilmesi için büyükşehir belediye meclisinin kararı aranması gerekmektedir. 5216 sayılı Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde de hüküm altına alındığı üzere “Bu Kanunun amacı, büyükşehir belediyesi yönetiminin hukukî statüsünü düzenlemek, hizmetlerin plânlı, programlı, etkin, verimli ve uyum içinde yürütülmesini sağlamaktır.” Bu doğrultuda, mezkûr Kanun kapsamında olan büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri koordinasyon içerisinde çalışarak faaliyetlerini yerine getirmelidir. Kanunda açık bir şekilde ifade edilen haliyle; ilçe belediyeleri tarafından kapalı ve açık otopark işletilmesi de büyükşehir belediyesinin alacağı meclis kararına bağlanarak hizmetlerin plânlı, programlı, etkin, verimli ve uyum içinde yürütülmesini temin etmek amaçlanmıştır. 15/06/2006 tarih ve 26199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin “görev ve yetkiler” başlıklı 18 inci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde ise “…karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek, gerçek ve tüzel kişiler ile resmi ve özel kurum ve kuruluşlara ait otopark olmaya müsait boş alan, arazi ve arsaları geçici otopark yeri olarak ilan etmek ve bunların sahiplerine veya üçüncü şahıslara işletilmesi için izin vermek, izin verilen otoparklar ile karayolu üzerindeki diğer park yerlerinde engelliler için işaretlerle belirlenmiş bölümler ayrılmasını sağlamakla, görevli ve yetkilidir.” düzenlemesi yapılmıştır. Söz konusu düzenlemeye dayanılarak büyükşehir belediye meclisinin kararı olmaksızın ilçe belediyeleri tarafından açık veya kapalı otopark işletilmesi de mümkün değildir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 27’nci maddesinde, “imar mevzuatı uyarınca belediyelerin otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirleri, tahsil tarihinden itibaren kırk beş gün içinde büyükşehir belediyesine aktaracağı, büyükşehir belediyelerinin bu geliri tasdikli plan ve beş yıllık imar programına göre hazırlanan kamulaştırma projesi karşılığında otopark tesisi için gerekli arsa alımları ile bölge ve genel otoparkların inşasında kullanacağı ve bu gelirlerin belirtilen amaç dışında kullanılamayacağı” hüküm altına alınmıştır. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 37’nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “imar planlarının tanziminde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile müstakbel ihtiyaçlar göz önünde tutularak lüzumlu otopark yerleri ayrılacağı ve otopark ihtiyacı bulunan bina ve tesislere lüzumlu otopark yeri tefrik edilmedikçe yapı izni, otopark tesis edilmedikçe de kullanma izni verilmeyeceği” ifade edilmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu’na dayanılarak hazırlanan Otopark Yönetmeliği'nin 4'üncü maddesine göre, üzerinde tescilli 1, 2, ve 3'üncü grup yapı bulunan kentsel sit alanı içinde veya dışındaki parseller hariç, parselinde otopark ihtiyacı karşılanamayan durumlarda belediyesince veya valilikçe bu Yönetmelik hükümlerine göre belirlenecek otopark bedeli alınması gerekmektedir. OtoparkYönetmeliği'nin 10’uncu maddesinde; ”otopark bedellerinin tahakkuk ve tahsil esaslarının Yönetmelik ve Tebliğ hükümleri de dikkate alınarak belediye meclisleri veya il genel meclisleri tarafından belirleneceği, otopark bedellerinin kamu bankalarından herhangi birinde açılacak otopark hesabına yatırılıp bu hesapta toplanan paralara yasaların öngördüğü faiz oranının uygulanacağı, 5216 sayılı Kanun kapsamında kalan belediyelerde, büyükşehir belediyesince ilçe belediyeleri adına otopark hesabı açtırılacağı ve ilçe belediyeleri hesabında toplanan otopark meblağının, büyükşehir belediyelerince o ilçe sınırları içerisinde yapılacak veya yaptırılacak bölge veya genel otoparklar için kullanılacağı” kayıt altına alınmıştır.
Yukarıda adı geçen Yönetmeliğin 11”inci maddesinde ise, “otopark hesabında toplanan meblağın otopark tesisi dışında başka bir amaçla kullanılamayacağı ve otopark hesabında toplanan meblağın, amacında kullanılıp kullanılmadığının İçişleri Bakanlığınca denetleneceği” belirtilmektedir. İlçe belediyeleri hesabında toplanan otopark meblağının, büyükşehir belediyelerince o ilçe sınırları içerisinde yapılacak veya yaptırılacak bölge veya genel otoparklar için kullanılacağına İlişkin düzenleme yapılmıştır. Yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre; ilçe belediyeleri, imar mevzuatı uyarınca otopark bedelleriyle ilgili olarak elde ettikleri gelirleri bölge ve genel otoparkların yapımı için büyükşehir belediyesine aktarmak zorundadırlar. Büyükşehir Belediyesi’nin de otopark bedellerinin tahsili için anılan mevzuat hükümlerine göre işlem yapması gerekmektedir.
Sayıştay tarafından düzenlenen Düzenlilik Denetim Raporlarında şu tespitlere yer verilmiştir;
“Otopark Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinde otopark ihtiyacının parselinde karşılanamayan ve idaresince İmar Kanununun 37 nci maddesine göre otopark tesis edilemeyen alanlarda otopark bedelinin arsa payı hariç %25’i yapı ruhsatının verilmesi sırasında nakden, kalan %75’i ve arsa payı ise belediyesince parselin otopark ihtiyacı karşılandıktan en geç doksan gün sonra o yıla ait miktarlara göre değerlendirilerek tahsil edileceği belirtilmiştir. Belediyece Yönetmeliğe göre tahsil edilmesi gereken otopark bedelinin alınmadığı görülmüştür. Dolayısıyla büyükşehir belediyesi otopark hesabına bir bedel aktarımı da bulunmamaktadır. Anılan mevzuat hükümleri dikkate alınarak otopark bedellerinin toplanarak büyükşehir belediyesine aktarılması gerekmektedir.“(Adana Ceyhan Belediyesi 2017:52)
“Belediye tarafından tahsil edilmesi gereken otopark bedelleri ile ilgili olarak muhasebe kaydı yapılmadığı, söz konusu bedelleri yatırmak isteyen mükelleflerin doğrudan büyükşehir belediyesine yönlendirildiği anlaşılmıştır. Mevzuat gereği bu şekilde yapılan bir yönlendirme mümkün değildir, zira bu bedellerin ilçe belediyeleri tarafından tahsil edilip ilgili hesaplara kaydedilmesi ve sonrasında en geç 45 gün içerisinde büyükşehir belediyesine aktarılması gerekmektedir. Bu durum aynı zamanda büyükşehir ve ilçe belediyesi arasında otopark bedeline ilişkin olarak hesaplar arası bir8mutabakat yapılması açısından da önem taşımaktadır.” (Balıkesir Burhaniye Belediyesi2017:38)
“Büyükşehir belediyelerine otopark gelirleriyle ilgili koordinasyon yapma görevi yüklemiş olup büyükşehir belediyeleri otopark gelirlerinin takip ve tahsilinden sorumludur. Ayrıca gecikmelerden kaynaklı faiz ve benzeri her türlü zararın tazmininden, ilgili ilçe belediye başkanı ve sayman şahsen sorumludur. Söz konusu hüküm gereği olarak zamanında gönderilmeyen otopark bedelleri için ayrıca faiz tahakkuku yapılması gerekmektedir. (Bursa Büyükşehir Belediyesi 2017:42)”
“Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 600 Gelirler hesabıHesabın niteliği başlıklı 368’inci maddesinde; “Bu hesap, bütçe ile ilgili olsun veya olmasın Devlet Muhasebesi Standartları Kurulu tarafından belirlenen uluslararası genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre tahakkuk eden her türlü gelirin izlenmesi için kullanılır.” denilmektedir. Belediyeler elde ettikleri otopark gelirlerini, bu geliri elde ederken katlandıkları maliyetleri düşmeksizin 600 Gelirler hesabına almaktadırlar. (Trabzon Büyükşehir Belediyesi 2017:19)
“3194 sayılı İmar Kanununun 37’nci ve 44’üncü maddelerine dayanılarak hazırlanan Otopark Yönetmeliği gereği tahsil edilen otopark bedelleri için ayrı bir vadeli hesap açılmadığı görülmüştür. Otopark Yönetmeliğinin 10’uncu ve 11’inci maddelerinde; otopark bedellerinin kamu bankalarından herhangi birinde açılacak otopark hesabına yatırılacağı, bu hesapta toplanan meblağa yasaların öngördüğü faiz oranının uygulanacağı ve otopark bedellerinin belediye sınırları içerisinde yapılacak veya yaptırılacak otoparklar için kullanılması gerektiği belirtilerek, bu meblağın otopark tesisi dışında başka bir amaçla kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır. 18.11.2015 tarihli 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Haznedarlığı Genel Tebliğinin “Kaynakların Değerlendirilmesi ve Nemalandırılması” başlıklı 6’ncı maddesi “(1) Kurumlar kısa vadeli kaynaklarını, vadesiz ve/veya vadeli mevduat, özel cari hesap ve/veya katılma hesabı ile repo/ters repo araçlarını kullanarak değerlendirir.Kısa vadeli kaynaklar için uygulanacak vadeli mevduat faiz oranı ve katılma hesabı getiri oranı, TCMB tarafından haftalık olarak en son açıklanan, bankalarca TL üzerinden 1 aya kadar vadeli olarak açılan mevduatlara uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranının; a) Gecelik vade açılması halinde % 70’inden, b) 7 güne kadar vade açılması halinde % 80’inden, c) 8 günden 30 güne kadar vade açılması halinde % 90’ından düşük olamaz” denilmektedir. Sonuç olarak otopark bedelinin ayrı bir vadeli hesapta izlenilmediği tespit edilmiştir. (Samsun Canik Belediyesi 2017:31)
2.4. Alt Yapı Kazı Çalışmalarından Doğan Zemin Tahrip Bedellerinden İlçe Belediyelerine Pay Verilmesi
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 80'nci maddesinde; “İmar ile ilgili harçlar:
Madde 80 – İmar mevzuatı gereğince aşağıda belirtilen harçlar belediyece tahsil olunur. …
d) Zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi 'Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcına';, … tabidir.” hükmü yer almaktadır.
“5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Büyükşehir belediyesinin giderleri” başlıklı 24’üncü maddesinde; her türlü alt yapı, yapım, onarım ve bakım giderlerinin büyükşehir belediyesinin giderlerinden olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un “Alt yapı hizmetleri” başlıklı 8’inci maddesinde de, büyükşehir içindeki alt yapı hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla alt yapı koordinasyon merkezlerinin kurulacağı; koordinasyon merkezleri tarafından alınan ortak yatırım ve toplu taşımayla ilgili kararların, belediye ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcı olduğu; alt yapı koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda çıkarılan Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin Alt Yapı Koordinasyon Merkezlerinin görev ve yetkilerinin düzenlendiği 8’inci maddesinde, AYKOME’nin, büyükşehir dâhilindeki alt yapı hizmetlerini etkili ve koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla, alt yapı ile ilgili kazı yapacak gerçek ve tüzel kişilere izin ve kazı ruhsatı vereceği ve buna ilişkin bedeli belirleyeceği belirtilmiştir. Aynı Yönetmelik’in Alt Yapı Yatırım Hesabının oluşumunu ve gelirlerini düzenleyen 14’üncü maddesinde; “Büyükşehir ve ilçe belediyeleri cadde, bulvar, meydan ve sokaklarında yapılacak tüm kazılardan elde edilecek gelirler büyükşehir belediyesi bünyesinde açılacak alt yapı yatırım hesabında toplanır. Sokakların kazısından elde edilen gelirler ilgili belediyeye aktarılır. Bu paralar büyükşehir ilçe belediyeleri tarafından sadece cadde, bulvar, meydan ve sokakların asfalt ve kaldırımların yapımında kullanılır. Bu gelirler amacı dışında kullanılamaz.
“AYKOME ve UKOME birimleri doğrudan büyükşehir belediye başkanına bağlıdır ve aldığı kararlar büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki tüm kamu kurumları ile diğer gerçek ve tüzel kişileri de bağlamaktadır. Zaten söz konusu kurulda diğer kamu kurumları ile belirli anonim şirketler de bulunmaktadır. Dolayısıyla tamamen karma olan, kararlarının herkesi bağladığı ve mevzuat hükmüne göre doğrudan büyükşehir belediye başkanına bağlı olduğu belirtilen birimlerin Fen İşleri ve Ulaşım Dairesi Başkanlıkları altında müdürlük olarak hizmet vermesi hiyerarşik sisteme de aykırılık teşkil etmektedir. Kaldı ki söz konusu husus uygulamada da sorunlar yaratmaktadır. Ayrıca aynı yönetmeliğin 16 ncı maddesinden de görüleceği üzere AYKOME biriminin başındaki kişinin Harcama Yetkilisi olduğunu açıkça belirtmektedir. Büyükşehir Belediyesi’nde harcama yetkilisi görevinin en az daire başkanlığı ayarında olduğu bilinmektedir. Bu itibarla İzmir Büyükşehir Belediyesi Altyapı Koordinasyon Merkezi (AYKOME) ve Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) sırasıyla bir müdürlük olarak Fen İşleri Daire Başkanlığı ve Ulaşım Dairesi Başkanlığı’nın altında değil, tıpkı Teftiş Kurulu Başkanlığı ve İç Denetim Birim Başkanlığı gibi doğrudan büyükşehir belediye başkanına bağlı olarak çalışmasının uygun olacağı düşünülmektedir.( İzmir Büyükşehir Belediyesi 2017:49)”
2.5. Müze Giriş Ücretinden İlçe Belediyelerine Pay Verilmesi
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun “Müze giriş ücretleri ile madenlerden belediyelere pay” başlıklı Mükerrer 97 nci maddesinin (a) bendinde aynen; “Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı milli saraylar hariç belediye ve mücavir alan sınırları içinde gerçek ve tüzel kişilerce işletilen her türlü müzelerin giriş ücretlerinin % 5'i belediye payı olarak ayrılır. Belediye payı olarak ayrılan miktarın, tahsilini takip eden ayın 15 inci günü akşamına kadar müzenin bulunduğu yer (27.6.1984 gün ve 3030 sayılı Kanunun uygulandığı şehirde Büyükşehir Belediyelerine) belediyesine ödenmesi mecburidir. Büyükşehir Belediyelerince tahsil edilen payın yüzde 75'i İçişleri Bakanlığınca bildirilecek son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusları oranında ilgili ilçe belediyelerine dağıtılır.” denilmektedir.
Kanun’da yer alan “her türlü müze” tabiri sadece kapalı alanda yer alan müzeleri kapsamamakta, aynı zamanda bazı şartları taşıyan “açık hava müzeleri”, “arkeoloji parkları” ve “müze parklar” da kapsam dâhilinde değerlendirilmektedir. Nitekim Danıştay 9. Dairesinin 04.02.1997 tarih ve E.1995/2645, K.1997/363 sayılı Kararında “…2464 sayılı Kanunun mükerrer 97/a maddesinde sözü edilen her türlü müze tabirinin, kapalı yer dışında taşınmaz nitelikteki eski eserleri ihtiva eden, özel koruma altına alınan ve Kültür Bakanlığınca ücretli girişe tabi tutulan yerleri de kapsadığı…” ifadesine yer verilerek konu hakkında tereddütler giderilmeye çalışılmıştır. Buna göre; kısmen inşa edilmiş insan emeği kültür varlıkları ile tabiat varlıklarının birleştiği ören yerleri, özel koruma altına alınmaları ve Kültür Bakanlığınca ücretli girişe tabi tutulmaları durumunda “açık hava müzesi” ismi altında müze statüsü kazanır.
Denizli Vergi Mahkemesinin konu hakkındaki 14.09.2017 tarih ve E.2016/1104, K.2017/323 sayılı Kararında söz konusu yerin Bakanlar Kurulu Kararı ile özel çevre koruma alanı olarak tespit ve ilan edilmesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından özel güvenlik teşkilatı ile 24 saat korunması, Kültür Bakanlığınca ücretli girişe tabi tutulması sebepleriyle “açık hava müzesi”, “arkeoloji Parkı”, “müze Park” isimleri altında “müze” statüsü kazandığı, bu nedenle söz konusu yerlerden belediyelere pay aktarılması gerekir.
Müzekart uygulamasından elde edilen gelirin nasıl dağıtılacağına ilişkin yazılı soruya Bakanlıkça verilen cevap yazısında;” Müzekart projesi kapsamında doğrudan yada internet üzerinden yapılan kart satışlarından elde edilen gelirden ayrılan %5’lik pay Belediye Gelirleri Kanunu hükümleri doğrultusunda bakanlığa bağlı müze ve ören yerlerinin bulunduğu tüm belediyelere ziyaretçi sayısı nispetinde dağıtılacaktır.” denilmektedir.(http://www2.tbmm.gov.tr/d23/7/7-4419c.pdf-E.T.7.09.2017)
Sayıştay tarafından düzenlenen Düzenlilik Denetim Raporlarında şu tespitlere yer verilmiştir;
“2464 sayılı Kanunun mükerrer 97'nci maddesine göre hak edilen müze giriş ücretlerinden ilçe belediyesi hesabına yatırılması gereken paylara ilişkin gelirin takibi ve tahsili için gerekli idari ve adli sürecin takibi sağlanmalıdır.(Antalya Manavgat Belediyesi 2017:19)
2.6. Bağlı Kuruluş Tarafından Tahsil Edilen Çevre Temizlik Vergisinden İlçe Belediyesine Pay Verilmesi
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunun “Çevre temizlik vergisi” başlıklı mükerrer 44’üncü maddenin 9’uncu fıkrasında “Su ve kanalizasyon idareleri büyük şehir dâhilindeki her ilçe veya ilk kademe belediyesinin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan konutlara ilişkin olarak tahsil ettiği çevre temizlik vergisi ile bu verginin süresinde ödenmemesi nedeniyle tahsil ettiği gecikme zammının yüzde seksenini tahsilatı takip eden ayın yirminci günü akşamına kadar bir bildirim ile ilgili belediyeye bildirerek aynı süre içinde öder...” hükmü yer almaktadır. Bu hükme istinaden …… Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından ilçe Belediyesi sınırları içerisinde tahsil edilen çevre temizlik vergisi ile bu verginin süresinde ödenmemesi nedeniyle tahsil edilen gecikme zammının %80’inin düzenli olarak tahsilatı takip eden ayın 20’inci günü akşamına kadar ilgili ilçe Belediyesine gönderilmesi gerekmektedir.
Sayıştay tarafından düzenlenen Düzenlilik Denetim Raporlarında şu tespitlere yer verilmiştir;
“Büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki konutlara ait çevre temizlik vergisi ile bu verginin süresinde ödenmemesi nedeniyle tahsil edilmesi gereken gecikme zammının su ve kanalizasyon idarelerince tahsil edileceği, tahsil edilen tutarın yüzde sekseninin tahsilatı takip eden ayın yirminci günü akşamına kadar bir bildirim ile ilgili belediyeye bildirileceği ve aynı süre içerisinde ödeneceği, süresi içinde ilgili belediyeye aktarma yapmayan idarelerden, ödemedikleri tutarlar üzerinden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edileceği, aktarmanın zamanında yapılmaması nedeniyle oluşacak faiz ve benzeri her türlü zararın tazmininden büyükşehir belediye başkanlarının, bağlı kuruluş genel müdürlerinin ve mali hizmetler müdürlerinin sorumlu olacakları hüküm altına alınmıştır. İdarenin 2017 yılı hesabının incelenmesi neticesinde: ASKİ tarafından tahsil edilen çevre temizlik vergisinin idareye ortalama 60 gün içerisinde ödendiği, İdarenin ise söz konusu gelirin süresinde ödenmesi için veya 6183 sayılı Kanun'a göre işlem tesis edilmesi için gerekli çalışmaları başlatmadığı görülmüştür. Oysaki İdarenin mevzuat hükümleri doğrultusunda işlem tesis etmesi gerekirdi.”( Ankara Altındağ Belediyesi 2017:51)
“Başka kamu idareleri adına toplanan 47.647.571,93 TL tutarındaki çevre temizlik vergisinin, 362 Fonlar Veya Diğer Kamu İdareleri Adına Yapılan Tahsilat Hesabında, tahakkuk ettirilen çevre temizlik vergisi tutarlarının ayrıca 948 Başka Birimler Adına İzlenen Alacaklar Hesabı ile 949 Başka Birimler Adına İzlenen Alacak Emanetleri Hesabına kaydedilerek takip edilmesi uygun olacaktır.”( Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ASKİ) 2017:8)
“Kaynak ve Yeraltı Sularından Alınan Gelirlerden İlgili Belediyelere Pay Aktarılmaması:
23.12.1960 tarih ve 10688 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 167 sayılı Yer Altı Suları Hakkında Kanun'un 4'üncü maddesinin üçüncü fıkrasında; “Kuyu açan kimse, bulunan suyun ancak kendi faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmaya yetkilidir. Bu miktarı aşan sular ile sulama, kullanma ve işlenerek veya doğal haliyle içme suyu olarak satılmak üzere çıkarılan yeraltı suları, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak suları (mazbut vakıflara ait sular hariç), 2886 sayılı Kanun hükümlerine uyularak il özel idarelerince kiraya verilir. Tahsil edilen kira gelirinden; yer altı veya kaynak suyunun çıktığı yer, köy sınırları içinde ise o yerdeki köy tüzel kişiliğine %15, belediye sınırları içinde ise ilgili belediyeye % 25 oranında pay verilir.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak sularının (mazbut vakıflara ait sular hariç), il özel idareleri tarafından 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre kiraya verileceği açıktır. 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir bulunan illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişilikleri kaldırılmıştır. Büyükşehir belediyelerinin görev ve yetkileri 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlıklı 7’nci maddesinde, İSKİ’nin görev ve yetkileri ise 2560 sayılı Kanun’un 2’nci maddesinde sayılmıştır. Her iki Kanun’da yer alan hükümler uyarınca gerek büyükşehir belediyelerinin gerekse ASAT’ın Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak suları ile kamu yararına ait bulunan yeraltı sularının kiraya verilmesi konusunda yetkilerinin olduğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Antalya Valiliği Devri, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu kararında kiralaması devam eden Su Yüzeyi ve Kaynak Suyu Kiralama bedellerinin Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğüne devredilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Bu sebeple 167 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi hükmü gereği kiraya verilen yer altı ve kaynak sularından elde edilen kira gelirinden; yer altı veya kaynak suyunun çıktığı yer hangi belediye sınırları içinde ise ilgili belediyeye %25 oranında pay verilmesi gerekmektedir. ( Antalya Su ve Atık Su İdaresi Genel Müdürlüğü 2017:23)”
2.7. İlçe Belediyesince Tahsil Edilen Çevre Temizlik Vergisinden
Büyükşehir Belediyesine Pay Verilmesi 26.05.1981 tarih ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun ”Çevre Temizlik Vergisi” başlıklı mükerrer 44 üncü maddesi uyarınca Büyükşehir belediye sınırları içinde bulunan belediyelerin kendileri tarafından tahsil edilen çevre temizlik vergisinin yüzde yirmisini büyükşehir belediyelerine aktarmaları gerekmektedir.
Sayıştay tarafından düzenlenen Düzenlilik Denetim Raporlarında şu tespitlere yer verilmiştir;
“Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin “363 Kamu İdareleri Payları Hesabı” başlıklı 243'üncü maddesinde; “(1)Bu hesap, bütçe geliri olarak nakden veya mahsuben tahsil edilip, özel kanunları gereğince diğer kurumlara aktarılmak üzere hesaplanan tutarların izlenmesi için kullanılır.” denilmektedir. Aynı Yönetmelik’in 244'üncü maddesinde ise kamu idareleri payları hesabına ilişkin alacak kaydının çalıştırılması şu şekilde ifade edilmektedir: “Bütçe geliri olarak tahsil edilip, özel kanunları gereğince diğer kurumlara aktarılmak üzere hesaplanan tutarlar bir taraftan bu hesaba alacak, 630 Giderler Hesabına borç; diğer taraftan 830-Bütçe Giderleri Hesabına borç, 835-Gider Yansıtma Hesabına alacak kaydedilir.” Ancak Burhaniye Belediyesi tarafından tahsilatı yapılan çevre temizlik vergisinden Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne gönderilecek olan % 20’lik payların aylar itibariyle hesaplanmadığı ve 363 nolu hesaba kaydedilmediği görülmüştür.” (Balıkesir Burhaniye Belediyesi 2017:18)
“Konutlardan elde edilen çevre temizlik vergisi Büyükşehirler İçin Su Kanalizasyon İdareleri tarafından su faturalarına yansıtılmak suretiyle tahsil edilecek, işyeri ve diğer şekilde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi ise ilgili belediyece tahsil edilecektir. Bu şekilde ilgili belediyelerce işyerleri ve diğer şekilde kullanılan binalardan tahsil edilen çevre temizlik vergisinin %20’si münhasıran çöp imha tesislerinin kuruluş ve işletmelerinde kullanılmak üzere tahsilatı takip eden ayın 20’sine kadar Büyükşehir belediyesi hesabına yatırılması gerekmektedir. Süresi içinde yatırılmayan vergi ve gecikme zamları için idareler hakkında 6183 sayılı kanun hükümleri uygulanacaktır. (Balıkesir Gönen Belediyesi 2017:26)”
3. PAY AKTARIMLARINI ZAMANINDA YAPILMAMASI
Büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları ile ilçe belediyeleri; tahsil ettikleri vergiler ve benzeri malî yükümlülüklerden birbirlerine ödemeleri gereken paylar ile su, atık su ve doğalgaz bedellerini zamanında yatırmadıkları takdirde, ilgili belediye veya bağlı kuruluşun talebi üzerine söz konusu tutar, İller Bankası tarafından, yükümlü belediyenin genel bütçe vergi gelirleri payından kesilerek alacaklı belediyenin hesabına aktarılır. Gecikmeden kaynaklanacak faiz ve benzeri her türlü zararın tazmininden, ilgili ilçe ve büyükşehir belediye başkanı, bağlı kuruluş genel müdürleri ve sayman şahsen sorumludur.
“5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 23’üncü maddesinde; büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları ile ilçe belediyelerinin tahsil ettikleri vergi ve diğer mali yükümlülükler dolayısıyla birbirlerine ödemeleri gereken paylar ile su, atık su ve doğalgaz bedellerini zamanında yatırmamaları halinde, hem yatırılmama/aktarma yapılmama işleminden hem de aktarmanın yapılmamasından kaynaklanacak faiz ve benzeri her türlü zararın tazmininden üst yöneticiler ile mali hizmetler müdürlerinin sorumlu olacakları hükme bağlanmıştır. Mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; ilçe belediyeleri, imar mevzuatı uyarınca otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirleri bölge ve genel otoparkların yapımı için büyükşehir belediyesine aktarmak, büyükşehir belediyeleri ise belirtilen park yerlerinin işletilmesinden elde edeceği gelirden nüfusa göre hesaplanacak kısmını ilçe belediyelerine göndermek zorundadır. Söz konusu tutarların aktarılmaması halinde ise aktarmayı yapmayan idare yöneticilerinin sorumlu olabileceği aşikardır.(Samsun Büyükşehir Belediyesi 2017:39)”
4.SONUÇ
6360 sayılı Kanun ile büyükşehir sınırlarının, il coğrafi sınırlarına genişletilmesiyle birlikte, büyükşehir belediyelerinin vergi ve harç konusu işlemleri tespit edebilme olanakları azalmıştır. Büyükşehir belediyelerinin sadece sınırlı bazı gelirleri toplayabilmek için bir gelir birimi oluşturmak durumunda kalması kamu kaynaklarının israfına yol açan bir uygulamadır. Öte yandan gelir toplanması, coğrafi sınırlar dâhilinde verginin konusuna giren bir işlemin, rızaen beyan edilmediği durumlarda re sen tespitini de gerektirmektedir. Bu tespitin, sınırları daha küçük olan dolayısıyla kontrol edilmesi daha kolay olan ilçe düzeyinde daha etkin yapılabilecektir. Bu nedenle tüm gelirlerin ilçe belediyeleri tarafından toplanması ve toplanan tutar üzerinden büyükşehirlere pay verilmesinin daha verimli olabileceği sonucuna varılmıştır. Ayrıca merkezi bir sistem üzerinden büyükşehir ve ilçe belediyelerinin tahakkuk ve tahsilat işlemlerinin izlenmesinin sağlanması yararlı olacaktır.Aksi hale büyükşehir belediyesi, ilçe belediyesinin hangi inşaat ruhsatından dolayı ne zaman ne kadar otopark bedeli tahsil ettiğini bilmediğinden gelir kaybının farkına bile varamamaktadır.
Belediyelerin öz gelirlerini düzenleyen 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun üzerinden 30 yıldan fazla bir zaman geçmiştir.Kanun da yer alan pek çok gelir kalemi artık anlamını yitirmiş, bazı vergi kalemlerinin konularıyla ilgili olarak özel yasalar çıkmış ve belediyelerin yetkisi büyük ölçüde kalmamış, bazı vergilerin konusuyla ilgili olarak başka bakanlıklarca daha geniş çaplı düzenlemeler yapılmıştır. Bu nedenle, belediye gelirlerinin bütün olarak yeniden düzenlenmesi, bu yapılırken de hem etkinlik hem de yetki problemlerine son verilmelidir.
KAYNAKÇA
Adana Ceyhan Belediyesi (2017) Düzenlilik Denetim Raporu-52 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/AD ANA%20CEYHAN%20BELED%C4%B0YES%C4%B0.pdf
Antalya Manavgat Belediyesi( 2017) Düzenlilik Denetim Raporu-19 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/AN TALYA%20MANAVGAT%20BELED%C4%B0YES%C4%B0.pdf
Ankara Altındağ Belediyesi (2017) Düzenlilik Denetim Raporu-51 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/AN KARA%20ALTINDA%C4%9E%20BELED%C4%B0YES%C4%B0.pdf
Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ASKİ) 2017:8) Düzenlilik Denetim Raporu-8 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/AN KARA%20SU%20VE%20KANAL%C4%B0ZASYON%20%C4%B0DARES%C4%B 0%20GENEL%20M%C3%9CD%C3%9CRL%C3%9C%C4%9E%C3%9C%20ASK% C4%B0.pdf
Antalya Su ve Atık Su İdaresi Genel Müdürlüğü (2017) Düzenlilik Denetim Raporu-8 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/AN TALYA%20SU%20VE%20ATIK%20SU%20%C4%B0DARES%C4%B0%20GENEL %20M%C3%9CD%C3%9CRL%C3%9C%C4%9E%C3%9C.pdf
Balıkesir Burhaniye Belediyesi (2017) Düzenlilik Denetim Raporu-38 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/BA LIKES%C4%B0R%20BURHAN%C4%B0YE%20BELED%C4%B0YES%C4%B0.pdf
Balıkesir Gönen Belediyesi (2017) Düzenlilik Denetim Raporu-26 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/BA LIKES%C4%B0R%20G%C3%96NEN%20BELED%C4%B0YES%C4%B0.pdf
Bursa Büyükşehir Belediyesi (2017) Düzenlilik Denetim Raporu-42 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/BU RSA%20B%C3%9CY%C3%9CK%C5%9EEH%C4%B0R%20BELED%C4%B0YES %C4%B0.pdf
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi (2017) Düzenlilik Denetim Raporu-42 https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/62643830/files/raporlar/kid/2017/Belediyeler/GA Z%C4%B0ANTEP%20B%C3%9CY%C3%9CK%C5%9EEH%C4%B0R%20BELED %C4%B0YES%C4%B0.pdf
BİNGÖL, Yılmaz, Ersin Yazıcı ve Tahir Büyükakın (2013). İl Sınırında
Büyükşehir Belediye Modeli Kocaeli Deneyimi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı Yayınları, Yayın No: 38, 1.Baskı.
ÇALIŞKAN, Abdülkerim ve İsa Sağbaş, (2005) “Türkiye’de Yerel Yönetimler Maliyesi: Genel Bir Bakış”, Yerel Yönetimler Üzerine Güncel Yazılar I (Reform), Editörler: Hüseyin Özgür ve Muhammet Kösecik, Nobel Yayınları, Ankara
ÇETİNKAYA, Özhan (2012), Mahalli İdareler Maliyesi, Ekin Kitabevi, Bursa.
DEDEOĞLU, Erdoğan (2017), “Sayıştay Denetimleri Açısından Belediyelerin Dikkat Etmeleri Gereken Hususlar”, Mahalli İdareler Dergisi Sayı:49 (220) ,ss.-94
DEMİRCAN, Siverekli Esra (2008), “Yeni Ekonomik Düzende Küreselleşme Yerelleşme Bağlamında Belediyelerde Yeni Mali Yönetim Anlayışı”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı:30, ss.99-128.
GÖZÜBÜYÜK, A. Şeref ve Turgut Tan, (2010), İdare Hukuku, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara
GÜL, Hüseyin ve Seda Batman (2013), “Dünya ve Türkiye Örneklerinde Metropoliten Alan Yönetim Modelleri ve 6360 Sayılı Yasa”, Yerel Politikalar Dergisi, Sayı: 3 (Ocak-Haziran), ss. 7-47
İZCİ, Ferit ve Menaf Turan (2013), “Türkiye’de Büyükşehir Belediyesi Sistemi ve 6360 Sayılı Yasa İle Büyükşehir Belediyesi Sisteminde Meydana Gelen Değişimler: Van Örneği”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:18, Sayı:1, ss. 117-152
KARA, Hüseyin ve Baykal Tan (2012), “Arnavutluk, Yunanistan Ve Türkiye Yerel Yönetimleri Üzerine Bir İnceleme”, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:9, Sayı: 20, ss. 135-168
KARASU, Mithat Arman (2014), “Şanlıurfa’da Kentsel Gelişme ve 6360 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu”, ADÜ SBE Dergisi, Sayı:1 (Özel Sayı), ss.178-193
KARASU, Mithat Arman (2013), “6360 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve Olası Etkileri: Şanlıurfa Örneği”, Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 1, ss. 1-17
KOYUNCU, Emre (2012), “Yenilenen Yerel Yönetim Sisteminde Belediye ve İl Özel İdarelerinin Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Alacakları Payların Karşılaştırmalı Analizi”, TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) Politika Notu, Kasım 2012, s.1-10, http://www.tepav.org.tr/tr/ (E.T: 12.04.2016)
Comments